Ölmeye Yatmak

12-10-2020 22:35
Ölmeye Yatmak

Adalet Ağaoğlu, Türk Edebiyatı'nın çok renkli ve değerli bir ismiydi. Romancı, oyun yazarı ve eleştirmen olarak önemli bir yer tutan büyük yazar, hayatta olsaydı, bugün 91. doğum gününü kutlayacaktı.

13 Ekim 1929’da Nallıhan’da, dört çocuklu bir ailenin tek kızı olarak dünyaya gelen Adalet Ağaoğlu’nun edebiyata olan ilgisi lise yıllarında başladı. Ankara Üniversitesi DTCF Fransız Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun olduktan sonra şiirle başladığı edebiyat yolculuğuna TRT ve Ankara radyoları için yazdığı oyunlarla devam etti. 1970’de özerkliğini kaybettiğine inandığı TRT’den istifa etti ve hayatının her döneminde fikir hareketleriyle ilgilendi.

Edebiyatımıza unutulmaz eserler bırakan bu aydın yazarın, yakın tarihimizi dar zamanlarda keskinleştiren tekniğiyle ve kullandığı kendine özgü yeni anlatım metotlarıyla Türk romanına yeni bir soluk getirdiği söylenebilir. 1973 yılında yayımlanan ilk romanı "Ölmeye Yatmak” ve sonrasındaki her eseri büyük tartışmalara yol açtı. "Fikrimin İnce Gülü” romanı yayından toplatılıp iki yıl sürecek bir askeri davanın konusu oldu.

 

Yıllar sonra bile çok konuşulacak romanlarından ilkini ele alacak olursak, yazarın ön sözünde "Benim değil, ama bir dönemin yazdığı romandır.” dediği "Dar Zamanlar” üçlemesinin ilki olan "Ölmeye Yatmak” romanı, bir doçent yani bir aydın karakter olan Aysel’in kendi iç hesaplaşmasıyla başlar. Atatürk’ün öldüğü yıl çocuk olan birkaç karakterin nasıl yetiştiği, onlar büyürken dünyanın ve Türkiye’nin durumunun ne olduğu muhteşem bir geri dönüş tekniğiyle aktarılır. Yazar, kitabın bölümleri arasına serpiştirdiği gazete haberleri ve o dönemin tarihi olaylarının anlatıldığı bölümlerle cumhuriyetin ilk yılları, Atatürk’ün ölümünden sonraki olaylar, İkinci Dünya Savaşı yılları, Soğuk Savaş yılları ve 60 darbesi hakkında da bilgiler verir. Bu sayede yalnızca bir roman anlatımının ötesine geçerek olayların geçtiği dönemin gerçekliğini de aktarmıştır. Aysel karakteri zaman zaman burjuva aydın tipi olarak görülmesi ve olaylara sadece bu açıdan bakmasıyla eleştirilse de bu roman üçlemesi günümüzde de hala sevilerek okunmaya ve geçmişe gerçekçi bir ışık tutmaya devam etmektedir.

Ağaoğlu’nun Türk toplumunda görülen sosyal ve düşünsel değişiklikler, yanlış batılılaşma, köksüz modernizm ve sağ-sol çatışmaları gibi konuları eleştirel bir tutumla anlattığı romanlarını okurken, başarılı ve eşsiz anlatımının ardındaki yazma tutkusunu mutlaka fark edeceksiniz. O; "Yazarak öğrendiğim kadar hiçbir yerden öğrenmedim. Öyle bir şey ki yazmak, sigara tiryakiliğinden daha büyük bir tiryakilik. Ben elimden düşürmediğim sigarayı kolayca bıraktım, hiç de aramadım. Fakat yazmayı bırakamadım, tiryakilik o dereceydi.” diyen usta bir kalemdi.

 

IdeaSoft® | Akıllı E-Ticaret paketleri ile hazırlanmıştır.