Tutunamayanlar
"Bazılarımız şiirlere, şarkılara, filmlere, kitaplara tutunuyor. Sanırım artık insan, tutunamıyor insana."
Türk edebiyatının post-modern kalemi Oğuz Atay’ın hayranları, bugün onun 86. doğum gününü kutluyor. Tutunamayanlar, Tehlikeli Oyunlar gibi romanlarıyla Türk edebiyatının kilometre taşlarından biri olarak kabul edilen usta yazar, bütün büyük yazarlarla aynı kaderi paylaşıyor. Çünkü ne yaşarken, ne de 1977 Aralık ayında, beyin tümörü nedeniyle genç yaşta onu yakalayan ölümünde bugünkü kadar konuşulmamış, hayattayken eserleri öksüz ve ilgisiz bırakılmıştır. Kısa yaşamına sığdırdığı, kalıpları yıkan romanlarının yaşarken ikinci baskılarını dahi yapamamış olsa da Atay, günümüzde en çok okunan yazarlar arasında yer almaktadır.
Birer başyapıt olarak kabul edilen romanların unutulmaz yazarı, 12 Ekim 1934’de babasının milletvekilliği yaptığı Kastamonu’da dünyaya gelir. İçine kapanık ve çok dürüst bir çocuktur. İTÜ İnşaat Fakültesi’ni bitirdikten sonra günümüzdeki adıyla Yıldız Teknik Üniversitesi’nde öğretim üyesi olarak göreve başlar ve doçentlik yapar. TRT Roman Ödülü’nü kazanacak olan ilk romanı "Tutunamayanlar” ile 70’li yılların başında edebiyat dünyasına adımını atar.
Oğuz Atay’ın tüm romanları büyük yankı uyandırmıştır. Özellikle, post-modern tarzda yazılmış ilk Türk romanı olarak kabul edilen "Tutunamayanlar”, çok katmanlı yapısıyla okuması ve sindirilmesi zor bir edebiyat klasiğidir. Roman, Turgut Özben adlı karakterin ihmal ettiği arkadaşı Selim Işık’ın intihar ettiğini öğrenmesi üzerine Selim’in yaşamını keşfetme hikâyesini konu alır. Küçük burjuva dünyasını zekice alaya almasıyla da dikkatleri çeken bu başyapıt, konusu ve diliyle daha yayımlandığı anda edebiyat dünyasında tartışmalara neden olmuştur. Çünkü kalıpları yıkan tavrıyla esere kayıtsız kalmak mümkün değildir. Ünlü eleştirmen Berna Moran’ın "hem söyledikleri hem de söyleyiş biçimiyle bir başkaldırı” olarak değerlendirdiği eser, yalnızlık, yabancılaşma, takdir edilmeme gibi kavramlar üzerinden insana gerçekçi bir ayna tutar. Bu eşsiz romanı okurken, en derinlerinizde saklanan yalnızlık, anlaşılmamışlık ve yaşamaktan korkmak gibi başkalarına ifade etmekte zorlandığımız duyguların bu aynadaki yansımalarının her satırda tek tek ortaya çıktığını fark edeceksiniz. Kitaptaki her karakterle empati kurup, özdeşleşmekten kendinizi alamayacaksınız.
