Yine Yeni Yeniden

Ağlıyor işte bir minik serçe… Hayır hayır ağlamasın, hayat gülerken güzel. Bazen ağlarken ama çoğu zaman gülerken. Minik serçe, nam-ı diğer Sezen Aksu herkesi biraz ağlatıp biraz güldürmedi mi? Sarı Odalar’ı dinleyip bir dalıp gitmeyen, şimdi bana kaybolan yıllarımı verseler demeyen var mıdır hakikaten?

Kaç yıl geçti aradan ama o hala minik bir serçe hala kraliçe. Kah rakkası meydane çağırıp gerdanlara al bastırdık kah vazgeçip gözlerinden sözlerinden yolumuza baktık. Her duyguyu Sezen Aksu ile yaşayıp onunla aştık. Aştıklarımız ve aşamadıklarımızda yine ona koşup nostaljik notalarında duygular yoğunluğuna gömüldük, düştük, kaybolup kendimizi bulduk.

Övülesi ve abartılası sözlerinde kendinden bir şey bulamayan var mıdır? Sızım sızım sızlatan o parçayı dinlemeyen kalmış mıdır? Belki evet belki hayır… Sezen Aksu bir nesle gelmiş büyük lütuflardandır. Işte o meşhur bestelerinin bir de plağı var.

Artık herkesin elinde music playler’lar, arabalarda flash bellek’ler ya da müzik dinlemelik CD’ler… Plak tadına varabilen pek azınlıkta. Müziği hakikatli bilenlerin dilinde yıllardır bitmeyen o sözleri bir hatırlayalım; en iyi müzik kaydı plakta yapılır diye… Ve en iyi ses plaktan gelir diye… Müziği bilen, hasını dinleyen, tabir-i caizse müziğin tadına varan herkes dijital platformları bir kenara koyar ve plaktan vazgeçmez.

Peki bu plak tutkusu nedir? Plakta müzik analog kayıttır. Yani plaktan çıkan ses derinden gelir, insanın içine işler, sesi sözü damarında hisseder. Dış tasarımıyla plaklar bir müzik CD algısı değil bir nostaljik tat, kitap ruhu uyandırır.

Plakta müzik dinleme keyfine erişebilen o nadir kesim bunun tutkunu ve hatta hastasıdır. Plaklar nostalji ile özdeşleşen, tınısı farklı, yaşattıkları daha çarpıcı olan eşsiz müzik aletleridir. Nostaljik takılmak için nostaljilerden gelmeye de gerek yok üstelik. 20’li yaşlarınızda bir plak almak sizi mutlu ediyor olabilir. Ya da bir Sezen Aksu bestesini plaktan dinleme keyfine varabilmek belli kalıplarda kalmamalı…

Bir Minik Serçe

Eski bir tını denince ve bir de konu nostaljiye gelince akla hemen 45 ‘likler gelir. O dönemlerden kalan ruhlar değilseniz bile o dönemlere aşık olmadan geçebilen kimse kalmamıştır. Bir 45 ‘lik dinleyip etkilenmeyen, bir Sezen Aksu derinliğinden geçmeyen yoktur. Müzik evrenseldir Sezen Aksu ise galaksisel… Öyle bir bağlanış öyle bir tutku…

Tabi renk zevk meselesi ama bizim sözümüz tutkununa zaten. Bunca övgüyü biraz fazla biraz eksik bulanlar olabilir. O zaman onları Firuze ‘ye davet eder, bir zaman ne yaşadığına bir bakarız. Sebebi var bahanesi olmayanların ruhuma asla nidalarını dinleriz.

Hem zaten kime kalmış ki bu dünya? Ne yaparsak olmaz ilaç ve neye yarar bunca çaba, caka… Akasyalar açarken sizleri bekleriz nostaljinin plak durağında Sezen Aksu mutfağına…